27/01/21

★ "KİM ÖLDÜRDÜ İÇİNDEKİ ÖĞRENME AŞKINI?" ★

"Bizi kirlerden arındıran su bile eğer bekletilirse kokmaya başlar. Çünkü suyu böyle berrak yapan hareketliliğidir. Vücudunun üçte ikisi suyla kaplı insan, kendini öğrenmeye kapattığında, heyecanını kaybettiğinde yani, durduğunda hiç kokmaz mı?"
Tuğba Akbey İnan

"Bir işi çok iyi, hatta en iyi bir şekilde yapamayacaksam hiç yapmayayım, anlayışına mükemmeliyetçilik adı veriliyor. Bu bizim en büyük düşmanımız çünkü çok sinsi. Kendini bize iyi bir şeymiş gibi kabul ettirdiği için onunla savaşmak bile aklımıza gelmiyor. Yani hiçbir şey yapmasanız, hiçbir şeye emek vermeseniz bile mükemmeliyetçi olabiliyorsunuz. Hiçbir şey başaramasanız bile kendinizi rahatlıkla mükemmelliyetçi olarak nitelendirebiliyorsunuz..."
Semih Uçar


🔃Kitapta altını çize çize bitiremediğim o kadar çok sayfa var ki...  

-Benim gibi öğrenme meraklısı,
-hayatında daimî öğrencilikten her zaman çok mutlu olan bir bireyin bile,
-hayretler içinde okuduğu,
-kendisinde düzeltmek üzere birçok not aldığı ciddi ve önemli konular...


Çocuk Gelişimi Lisans Bölümü alan derslerinden birkaçı şöyle:

✔️Çocuklukta Yabancı Dil Öğretimi Olarak Türkçe Öğretimi
✔Çocukluk Döneminde Türkçe Öğretimi
✔Erken Çocukluk Döneminde Yabancı Dil Eğitimi

 Bölümüme ne kadar severek isteyerek devam ettiğimi artık biliyorsunuz :) İnsan ne yaparsa yapsın aşkla yapınca, aslında hiç de o niyetle sahip olmadığı bir kitabın dahi ileride kendisine meslekî anlamda nasıl da rehberlik edebileceğine hayret ediyor :) 

 Niyetlerinizde samimi olunca karşınıza çıkan insanlar, o insanların size yönderlikleri, eserleri, yazdıkları konuştukları da o yolda nimetleriniz oluyor.

Alıntılamam, değinmem gereken çok yer var ama onca konuyu, ne yazmaya ne anlatmaya doyum olur.

O yüzden bu kitabı;
-dil öğrenme ile birlikte öğrenmenin her türüne bakış açınızı değiştirmek için,
-iletişime, (çocuk/yetişkin/ebeveyn/) insan ilişkilerine dair şimdiye kadar zihninizde yer edinmiş, kök salmış klasik tutumlarınızdan, umutsuzluklarınızdan kurtularak bambaşka bir şekilde bakmak, dönüşmek ve ezberlerinizi bozmak için mutlaka edinmelisiniz.

 Tuğba hanımın okuyucularına, dinleyicilerine her zaman öğütlediği en önemli konulardan biri azın bereketine inanmak: "Bir ömür her gün 5 saat dil çalışamayız ama her gün yarım saat ayırabiliriz. Bir ömür her gün 100 sayfa kitap okuyamayız ama her gün 5 sayfa okuyabiliriz. Her gün çocuğumuzla 5 saat vakit geçiremeyiz ama on dakika geçirebiliriz..."

 EZBER ET!

Beni en çok etkileyen yerlerden biri ise burasıydı :) Bir Polyglot ve bir İletişim Uzmanı'nı aynı paydada birleştiren, hem fikir eden O konu!

CÜMLE KALIPLARI EZBER ET! 😄

✔Semih Bey de cümle kalıpları ezberlemenin, alıştırmalara oradan başlayarak çeşitlendirmenin dil gelişiminde önemli bir yer kapladığına işaret ediyor;

✔Şimdiye kadar fayda görmediği iletişim dilinden yakınanlara da Tuğba hanım fayda göreceklerini düşündükleri, o heves edip arzuladıkları iletişim dilini kullanmak isteyenler için kriz anlarında söylenmesi gereken cümle kalıplarını ezber edilerek yola çıkılırsa o şekilde başlamanın daha kolay olacağını ve o dilin kendi etimiz kemiğimize bürünerek, üslubumuza göre zaman içinde şekil alıp oturacağını salık veriyor.

Muhteşem bir olay değil mi?! 😃

Dediğim gibi kitabı hatmederek okudum sevgili dostlar :)

İçim içime sığmayarak, bitmesine hiç acele etmeden okuduğum elimden düşüremediğim bir eser olmuş diyebilirim...

★ Son olarak Semih Bey'in şu satırları ile yazımı nihayete erdireyim:

-Belli bir yaştan sonra dil öğrenmek eskisine kıyasla daha zor ise o zaman daha iyi ya, diyor Agnieszka Murdoch. O zaman dil öğrenmek için çok güçlü bir sebebiniz daha var. Bu beyniniz için daha iyi! Çünkü bu beyninizin daha çok çalışacağı anlamına geliyor!

Yetişkinler de çocuklar kadar bir dile maruz kalırsa elbette onlar da çocuklar kadar hatta onlardan daha iyi öğrenebilir, bunun beyin plastisitesindeki sihirli bir değişimle ilgisi yok! Daha fazla maruz kalma ile ilgisi olabilir en fazla. Hatta yetişkinler birçok yönden dil öğrenme konusunda çocuklardan daha avantajlı... diyerek devam ediyor kitap.

 Ama ben burada bitirmek zorundayım ne yazık ki :)

 Dilerim okuru ve baskısı bol olan kitaplardan birine dönüşsün bu güzel eser.

Çünkü ben, "Çocuklar İçin Yazmak" kursunda Yazar Fatih Erdoğan hocamızın da sürekli belirttiği üzere inanıyorum ki "İYİ KİTAPLAR 
ELBET HAKETTİĞİ YERE ULAŞIR." 











10/01/21

NEDEN "ÇOCUK GELİŞİMİ" OKUDUĞUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM.



Dr. Rob MCNEILLY'nin 
(Psikiyatri Uzmanı/Psikoterapist) *Klinik Uygulamalarda Eriksonian Çözüm Odaklı Hipnoterapi webinarında, bize keyif veren alıp götüren anların uzantısının dahi hipnoz olduğunu duyduğumda hiç şaşırmadım. Çünkü Tssb (travma sonrası stres bozukluğu) ve benzer birçok alanda psikolojide uygulanan tekniklere dair ilgi/alakam okumalarımdan dolayı aşina olduğum konulardan biri de hipnoterapi tekniği idi. EFT, NLP, EMDR vs...

Yalnız webinarda dikkatimi çektiği üzere bizim toplumun popüler olan her konu gibi bilinçaltı konularında da işi sulandırmaya başladığı çok belliydi :) 

Bizim uzmanlar ve danışanlar kendisine bilinçaltına inmek için hipnoterapiden nasıl yararlandıklarını sordukça, McNeilly ısrarla; danışanlarında hipnoterapi tekniğini onların bilinçaltına inmek için değil, gayet farkında olduğumuz bilinçli hallerimiz üzerinden çözmeye çalıştıklarını vurguladı seminer boyunca. 

Hülasa; sevdiğimiz şeyleri yaparken hissettiğimiz olumlu duyguları, kaygı, endişe, korku, panik anlarında da düşünerek hipnoz anlarına geçiş yapabiliriz. Bunu sürekli tekrar edersek zamanla o trans halini hızlandırabiliriz.

Hipnozlarımızdaki trans halini, zor durumlarımızda "BİLİNÇLİ" bir şekilde öğrenmeyi başarabilirsek, zaman içinde bu öğrenme kalıcı hale gelir ve bu sayede otomatik olarak "BİLİNÇALTI"na da yerleşir.
Tabii yine birtakım öğrenilmesi gereken teknikler, irade ve istikrar gerekli.



Yine bir gün öncesinde Prof.Dr. Necdet Neydim hocamızın *Çocuk Edebiyatında Cinsiyet Ayrımcılığını Nasıl Aşabiliriz webinarında geleneksel masallarda geçmiş zamanlardan itibaren bilerek veya bilmeyerek vurgulanan cinsiyetçi karakterleri ve cinsiyetlere yüklenen birçok rolü hayretle dinledim...
Halbuki çoğu ezbere bildiğimiz masallardandı!

Oysa ne çok alt mesaj yatıyormuş basit bir Pinokyo hikayesinde bile, onu gördüm...

~

Çok severek katıldığım bir diğer webinar ise yine *Masallarla Çocuk Terapisi üzerine idi.
Adı üzerinde Terapi bir iyileşme/iyileştirme hâli. Konu "Çocuk" olunca da işin içine oyun da giriyor, masal da...

Bu konu özeti webinardan da yine çok iyi bildiğim lâkin aklıma kazınan nokta şu oldu: Psk.Dan. Gizem Yılmaz hocanın üstüne basa basa ifade ettiği gibi; Tüm bu teknikler iyileşmenin bittabii bir parçası. Bazen sadece tek bir metod fayda sağlarken, bazen sorunu çözmek için birden fazla teknikten faydalanmak gerekebilir.

Şimdi gelelim neden ÇOCUK GELİŞİMİ bölümü okuduğum için bu kadar mutlu gururlu ve de umutlu oluğuma.:)

İnsanın kendini tanıma yolculuğu çok derin bir süreç. Tabii bunu isteyen ve o yolda olanlar anlayabilir yalnızca.
Çünkü inanılmaz deneyimler yaşasa da insan kendini tanıma noktasında pek bir yol katetmemiş de olabilir...

20'li yaşlarda üniversite okumak zorunlu eğitim sürecinden sonra hemen hemen birçoğumuz için olması gerekenlerden biridir. Bilirsiniz onca yıl dirsek çürüttükten sonra daha fazla dirsek çürüterek artık gerçek hayata atılmak için bir meslek edinmeye, etikete (!) ihtiyaç vardır ve kariyer basamakları için modern zamanda olmazsa olmazlardan biridir üniversite eğitimi!

Fakat 30'lu yaşlara gelip de az çok kendinizi tanımaya başladığınız bir dönemde, şöyle ki; bilinçli ve bilinçdışı yargılarınızı daha iyi tanımladığınız, gerçekte nelerin bilinçli tercihiniz olduğu gibi birtakım önemli noktalara hakim, tamamen içsel motivasyonunuz ve disiplininiz ile emek verdiğiniz işlerin sizi daha fazla tatmin ettiği ve artık hangi 
yeteneklerinizi daha fazla öne çıkarmak istediğinizi bildiğiniz bir dönemde, yeniden akademik hayata atılmak öncelikle takdir edersiniz ki inanılmaz bir mutluluk kaynağı 😊

Yıllardır özümde ne varsa ve o yolda içimde/dışımda ne kadar kendime dair birikim/yatırım yaptıysam hepsinin karşılığını aldığım ve verdiğim bir bölümdeyim diyebilirim.

Psikoloji, edebiyat, sağlık, yazarlık, editörlük, psikolojik danışmanlık, aile danışmanlığı, felsefe, sosyolojik/kültürel konular, insan'ı ve insan ilişkilerini anlamaya problemleri çözmeye dair birçok test, sanatsal faaliyetlerin de içinde olduğu birden fazla teknik/terapi bütününü ele alan geniş kapsamlı bir bölüm.

Şimdiye kadar ilgimi çeken, beni içine alan, derinleştiğim, bir şekilde müdavimi olduğum her konuyu değerlendiren, tüm süreçlerimi en baştan, çocukluktan itibaren kapsayan bir bölüm.

O yüzden hayatı boyunca öğrenmeyi, kendini geliştirmeyi çok sevmiş ve öğrendiklerini hayata geçirdikçe mutlu olan, kendisi iyileşirken her zaman etrafına da ışık olmayı tercih eden, bilhassa çocukları çok ama çok seven, kendi anneliğinden önce ve sonrasında da tüm çocukların biraz annesi olmuş yüreği sevgi dolu biri için bu bölümde okumak ve bunların farkında olmak elbette ki çok heyecan verici ve büyük bir nimet :)

Dilerim bu yolculuk hep böyle bir masal gibi devam etsin...
Dualarınız ve temennileriniz ile...

Teşekkürler.